Taciz hiç kimsenin yaşamaması gereken olgulardan bir tanesidir. Uzmanlar yaşanan tacizin türünün ne olursa olsun insan yaşamında derin travmalar ve derin kırılmalar yarattığını ifade ediyorlar.
Günümüz ölçeğinde özellikle kadınlar işte, evde, sokakta hangi yaşta olursa, güzel ya da çirkin fark etmeksizin tacize uğruyor ve sonrasında bunun altında kalıyor ve toparlanmaları bir hayli zaman alıyor. İşte bu tür tacizlerden bir tanesi de cinsel taciz. Birçok kadın işyerinde sıklıkla taciz yaşayabiliyor.
Cinsel Taciz Nedir?
Bilindiği üzere çok değişik türden taciz türleri var. İşte bunlardan bir tanesi cinsel tacizdir. Cinsel tacizin öncelikle tecavüz olmadığını ama tecavüz kadar insan yaşamını olumsuz etkilediğini ifade etmek gerekir.
Kişinin işyerinde karşı cins tarafında istemi dışında bedeninin değişik noktalarına dokunulması cinsel tacizdir. Bu durum kadının mahrem yerlerine olabileceği gibi herhangi bir yerine de olabilmektedir ve kadınlar için bu durum son derece irite edici bir durumdur. Elbette böylesi bir durumda da bunu mahkemeye taşıması ve cinsel taciz davası açması gerekir.
Dava Nasıl Açılır?
Cinsel taciz davası ülkemizde Türk Ceza Kanunu 105/2 maddesine göre kişinin yaşamış olduğu kentte Asliye Ceza Mahkemesine açılır. Kişi bu konuda kendisi bir dilekçe ile başvuru yapabileceği gibi bu alanda uzmanlaşmış bir avukat aracılığı ile de bu işi halledebilir.
Mahkeme kimi zaman bu durumda dava açan kişiden tanık da isteyebilir.
Diğer Taciz Türleri
Lakin kadınların gündelik yaşamda yaşadığı tek taciz türü cinsel taciz değildir. Mobbing adı verilen psikolojik taciz, bedensel taciz, ekonomik şiddet, kültürel şiddet, bilgi şiddeti, dini şiddet, siyasi şiddet gibi diğer şiddet türlerini de yaşayabilmektedir.
Kadının Bilmesi Gereken Hususlar
Kadınlar şiddet yaşadığı zaman asla suçu kendinde aramamalı, kendini ezik görmemeli ve tacizin kimden gelirse gelsin affının olunmayacağını bilmelidir. Buna uygun da atması gereken adımları atmalıdır.
İşyerinde belirlenen çerçeveler uyarınca hareket ettikçe asla hiçbir şiddet türüne maruz kalmaması gerektiğini unutmamalı ve kendisine olan özgüvenini asla yitirmeden yasaların ona verdiği hakları kullanmalıdır.